
Kavuşmak
Dünya edebiyatının bu değerli eserini Kolektif Kitap aracılığıyla okuyorum. Kolektif Kitap’ı özgün çalışmalarından ötürü tebrik ediyorum.
Bu uzun öykü, iki belirgin izleği merkeze koyar: iki ergen çocuk ve Nazism.
Çocuklarımızın isimleri Hans Schwarz ve Graf von Hohenfols’tur.
Hans Schwarz anlatıcıdır. Öykü onun ağzından çocuksu bir şevkle aktarılır. Hans, kendi halinde, sessiz bir çocukluk geçiriyordur. Bulunduğu sınıfta ve çevrede kendisiyle arkadaşlık kurabilecek birilerinden yoksundur. Antika parçalar biriktiren farkındalığı yüksek bir çocuktur. Bir gün sınıfa yeni bir öğrenci gelir: Graf von Hohenfols (Konradin).
“Von” Alman ülkesinde “Kont” ünvanının karşılığıdır. Hohenfols soy olarak ünlüdür. Ayrıca genç adam giyimi ve kuşamıyla bir zarafet timsalidir. Öyle yakışıklıdır ki sınıftaki diğer soylu çocuklar bile saygılı bir duruşa bürünür, öyle ki ilk günler yaltaklanma çabasıyla geçer. Fakat yeni çocuk kayıtsızdır. İnce işlenmiştir karakteri. Kibirli bile bulunmaz bu tavrı, doğal gibidir. Yani bir soyluluk tanımdır bu çocuk.
Çok uzun yıllar sürecek dostluk böyle başlar. Hans, soylu arkadaşını biraz abartı duygularla sever.
Dostluğun pekiştiği günlerde bu iki çocuk için zorlu bir gözlem süreci başlar: Nazism.
Henüz Naziler güçlü değillerdir fakat ayak sesleri her yerden duyuluyordur.
İki çocuk da seçkin bir çevreye mensuptur. Muhabbetlerini geleneğin verdiği kültürle harmanlarlar. Ebeveynlerine saygılı bir yaklaşımları vardır. Siyasi çalkantıların ciddi nesilleri ortaya çıkarma tezine bir katkıdır bu öykü.
Schwarz Yahudi bir aileye mensuptur. Geniş ve gösterişli odasında antika eşya koleksiyonu olan meraklı bir çocuktur.
S 54: “Evet, kökenlerimin izini Barbarossa’ya kadar süremem, doğru, ama hangi Yahudi sürebilir? Fakat biliyordum ki atalarım Schwarzlar en az iki yüzyıl belki de daha uzun zamandır burada Stuttgart’talardı.”
Sahnede bir çocuksu dostluğun romantik gelişimi seyredilirken, sahne ötesinde Almanya’nın vahşi ilerleyişi sezilir. Nazism hızla yükselmekte ve okul sıralarına kadar inmektedir. Özellikle sosyo ekonomik olarak alt sınıfa ait çocuklar arasında bu çılgın fikir daha çok benimsenmektedir. Yazar bunu Schwarz’ın sınıf arkadaşı Bollacher üzerinden verir. Bu iki çocuk arasında kavga çıkar. Hem de belirgin bir söz üzerine…
S 88: “Neden geldiğin yere, Filistin’e dönmüyorsun?”
Artık Yahudi halklar için Almanya’da yaşamak güçleşmiştir. Anne ve babasının şiddetli isteğiyle Schwarz kendisini ABD yolunda bulur. Yolculuğa çıkmadan önce dostu Konradin’den bir mektup alır. Mektubun sonu şu cümlelerle biter:
S 94: “Sen beni derinden etkiledin. Bana düşünmeyi, şüphe duymayı ve o şüpheyle Tanrı’mızı ve Kurtarıcımız İsa’yı bulmayı öğrettin.”
Öykünün hüzünlü sonu ise okuru derinden etkileyecektir.