felatun bey ve rakım efendi

– Elimdeki eser, Beyaz Balina yayınevi tarafından basılmıştır. Ben çok beğendim bu basımı.

Türk edebiyatının önemsenen bu eseri 1850’li yıllara odaklanır. Merkezde İstanbul vardır. Eser, detaylı bir önsöze sahiptir. Ortaya konan akademik çaba, bu basımı değerli kılmaktadır.

Roman, ilk cümleleriyle bir çerçeve çizer. Sade bir üslup mevcuttur. Yazar, Felatun Bey isimli karakterini tanıtır okuruna.

S 23: Alafrangaya olan merakın derecesini şundan anlayınız ki yaptırdığı hane mutlaka alafranga olmak için kârgir yaptırılmıştı.

 

Rakım Efendi ise ikinci karakterimizdir. Terbiyeli, çalışkan, örnek bir gençtir. Taşı sıkıp suyunu çıkaran, emekçi bir adamdır. Önce babasını, sonra anasını kaybetmiş, gençliğini değerbilir bir dadının yanında geçirmiştir. Kendi çabalarıyla Fransızca öğrenmiştir, kitaplar arasında azimli bir gençlik sürdürmektedir.

S 39: Rakım birkaç sene bu yola devam ettikten sonra ayda yirmi, otuz liraya kadar kazanmaya başlayıp fakat biçare çocuk bu parayı kazanabilmek için günün yirmi dört saatinden yalnız yedi saat kadarını uyku ve dinlenmeye ve yemeye, içmeye harcayarak on yedi saatini hemen durmadan çalışmakla geçirirdi.

 

Ahmet Mithat, ilginç bir anlatıcıdır. Okurla konuşur, yol gösterir, ona ulaşmak ve onu anlamak ister. Bazen bir ikaz lambası gibi okuru sürüklediği yerde durdurur ve sorular sorar.

S 50: Bir cuma günü Rakım âdet olduğu üzere Mister Ziklas’ın evine gidince kime tesadüf etse beğenirsiniz? Felatun Bey’e rast gelse beğenir misiniz a? İşte ona rast geldi.

 

Genel bir çerçeve çizildikten sonra roman, Rakım Efendi’nin yaşamına odaklanır. Rakım Efendi, dadısıyla beraber -validesinin emaneti- küçük ama şirin bir evde yaşamaktadır. Zamanla onlara Canan ismini verdikleri Çerkez bir cariye de katılmıştır. Gençlik yolundaki bu kızcağız Rakım Efendi’nin hoş ilgisi sayesinde cariyelikten hanımefendiliğe doğru ilerlemektedir. Aralarında bir şey olmasını ise Rakım Efendi namusuna yakıştıramamaktadır. Karakterler, Rakım Efendi’nin Türkçe dersi vermek için gittiği İngiliz ailenin evinde kesişir. Rakım Efendi, İstanbul’a yerleşmiş olan bir ailenin genç kızlarına ders vermektedir. Felatun Bey ise ailenin dostudur. Bu vesileyle Rakım Efendi, karşısındaki beyefendiye dair izlenimlerini edinir. Fakat bunlar pek hoş izlenimler değildir.

S 73: Rakım mektubun yazılış şekline fazlasıyla şaşırdı. “Acayip! Kızlar, Felatun Bey’in sohbetinden zevk almıyorlarmış da benim sohbetimden zevk alıyorlarmış. Sebebi? Ben onlara kendimi sevdirecek hiçbir davranışta bulunmadım. Vazifemiz yapmaktan başka da hiçbir şey düşünmedim.

 

Ahmet Mithat, romanını doğuya “karışan” batı kültürünü inceleyerek kaleme alır. Felatun Bey’i batı kültürüne uyum sağlamaya çalışan bir adam olarak betimler. İçine mizah eklediği bu betimlemeyle karakteri karikatürize eder: Babasından kalan yüklü mirası İtalyan bir tiyatrocuyla yiyen Felatun Bey’in bazen kendi dilinden habersiz olduğu anlaşılır, bazen de batı kültürüne dair basit eksiklikleri gözükür.

S 151: Ama bir dost çıkıp da Felatun Bey’e nasihat verecek olsa, faydası görülecek mi dersiniz? Ne mümkün! Pederinden kalma serveti bu yolda çürütüp bitirmiş ne kadar delikanlı istersiniz? Bunların her birine az nasihatler mi verilmiştir? Hiçbirisinin faydası görülmüş müdür? Hatta daha ziyade sefaya kapılmalarına hizmet etmiştir.

 

Romanda belirgin hareketler duygusal ilişkilerde olur. Rakım Efendi, esiri Canan’a gönül verir ve evlenir. O günlerde İngiliz ailenin kızının da kendisine âşık olduğunu öğrenir. Bu aşk kızı yataklara düşürür, hatta ölüme yaklaştırır. Doktor tavsiyesine uyarak kızın ailesi, Rakım Efendi’ye üstü kapalı bir dille “damatlık” teklif eder. Bu nazik teklifin ardında muhteşem bir servetin kapısı vardır. Fakat Rakım Efendi, Canan’ı üzmemek için bu teklifi kabul etmez. Yataklara düşen kız ise bir soyluluk örneği sergiler.

S 184: Babacığım! Verdiğiniz kararın gerçekleşme imkânı olsa ben şimdi dirilir, kalkardım. Sana ne diyorum? Rakım beni, benim onu sevdiğim gibi sevmez. Kız kardeşi gibi sever. Eğer benim onu sevdiğim gibi sevmiş olsaydı şimdiye kadar mutlaka bir şekilde gösterirdi.

 

Roman Rakım Efendi’ye dair sorularla devam eder. Malum, iki kadınla yaşamak Osmanlı’da sorun değildir. Fakat Rakım Efendi bunu yakıştıramaz kendisine. Öğrencisini ayartan bir adam olarak görünmek istemez. Herkesi duygulandırır bu temiz tavrıyla. O soyluluğunun karşılığını sevgiyle alan, cariyesi Canan’a tutkun bir adamdır. Bu tutku, bir çocukla sonlanır. Roman ise İngiliz kızın canlanmasıyla umut hissi yaratır okurda.

İyi insanların başına iyi şeylerin geldiği bir roman olarak sonlanır Felatun Bey ve Rakım Efendi.

Ahmet Mithat - Felatun Bey ve Rakım Efendi